Scarcely [Adverb] İngilizce örnek cümle

Scarcely sesli dinle

scarcely (adv)

hemen hemen hiç

I could scarcely believe that he wanted me on the team.

Beni takımda istediğine inanamadım.

She spoke scarcely a word of English.

Çok az İngilizce konuşabiliyordu.

After the disaster, there was scarcely any water left on the island.

Felaketten sonra adada neredeyse hiç su kalmadı.

scarcely able : neredeyse ... yapamaz durumda

scarcely audible : neredeyse hiç duyulamayan

scarcely capable : az yetenekli

scarcely credible : neredeyse imkansız

scarcely discernible : az farkedilebilir

scarcely distinguishable : zar zor ayırt edilebilir

scarcely dry : az kuru

scarcely recognizable : az tanınabilir

scarcely surprising : hiç de şaşırtıcı değil

scarcely visible : neredeyse hiç görünmeyen

deserve scarcely : neredeyse hiç hak etmemek

imagine scarcely : güç bela hayal etmek

remember scarcely : neredeyse hiç hatırlamamak