The manager was out, so I left a message with his secretary.
Müdür dışarıdaydı, bu yüzden sekreteri ile bir mesaj bıraktım.
I told my secretary to cancel all my appointments.
Sekreterime tüm randevularımı iptal etmesini söyledim.
Only a tiny segment of the public could name the current Secretary of Defense.
Halkın sadece küçük bir bölümü mevcut Savunma Bakanının adını biliyor.