Siege [Noun] İngilizce örnek cümle

Siege sesli dinle

siege (n)

abluka

They laid siege upon the city, surrounding it for two months.

Şehri kuşatıp iki ay etrafını sardılar.

The Siege of Antwerp was one of the first major military actions of World War I.

Anvers Kuşatması, I. Dünya Savaşı'nın ilk büyük askeri harekatlarından biriydi.

siege may begin : Kuşatma başlayabilir

siege may end : kuşatma sona erebilir

siege may last : Kuşatma sürebilir

break siege : kuşatmayı kırmak

lift siege : kuşatmayı kaldırmak

relieve siege : kuşatmayı sonlandırmak/rahatlatmak, kuşatmadan kurtarmak

withstand siege : kuşatmaya dayanmak

armed siege : silahlı kuşatma

siege warfare : kuşatma savaşı

lay siege a castle : bir kaleyi kuşatmak

under siege : kuşatma altında

siege of : ... kuşatması