![Situation [Noun] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_blue.svg){kind=logo}
![Situation [Noun] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_white.svg){kind=logo}
Popüler Sonuçlar
sonuçlar yükleniyor...
Arama Sonucu Bulunamadı.
Aradığınız kelime için bir içeriğimiz bulunmamaktadır. Lütfen Başka bir arama yaparak devam edin.
Situation ne demek?
Situation ne demek? Situation ne anlama gelir? Situation İngilizce örnek cümle. Situation eş anlamlıları.
situation
(n)
durum
hâl, vaziyet, konumSituation (n) ingilizce örnek cümle
The human brain can adapt to new situations.
İnsan beyni yeni durumlara adapte olabilir.
Situation (n) Collocations
situation may arise
:
durum ortaya çıkabilir
situation may change
:
durum değişebilir
situation may continue
:
durum devam edebilir
situation may demand
:
durum gerektirebilir
situation may deteriorate
:
durum kötüleşebilir
78 Örnek daha
situation may develop
:
durum gelişebilir
situation may escalate
:
durum kötüleşebilir
situation may exist
:
durum mevcut olabilir
situation may improve
:
durum iyileşebilir
situation may occur
:
durum ortaya çıkabilir
situation may remain
:
durum devam edebilir
situation may require
:
durum gerektirebilir
situation may stabilize
:
durum dengede olabilir
situation may unfold
:
durum ortaya çıkabilir
situation may worsen
:
durum kötüleşebilir
accept situation
:
durumu kabul etmek
address situation
:
duruma eğilmek
affect situation
:
durumu etkilemek
aggravate situation
:
durumu ağırlaştırmak
ameliorate situation
:
durumu düzeltmek
appraise situation
:
durumu değerlendirmek
assess situation
:
durumu değerlendirmek
avoid situation
:
durumdan kaçınmak
calm situation
:
durumu yatıştırmak
change situation
:
durumu değiştirmek
clarify situation
:
durumu açıklığa kavuşturmak
correct situation
:
durumu düzeltmek
create situation
:
durum yaratmak
discuss situation
:
durumu tartışmak
ease situation
:
durumu kolaylaştırmak
encounter situation
:
durumla karşılaşmak
evaluate situation
:
durumu değerlendirmek
face situation
:
durumla yüzleşmek
improve situation
:
durumu iyileştirmek
monitor situation
:
durumu izlemek
outline situation
:
durumu ana hatlarıyla anlatmak
remedy situation
:
durumun üstesinden gelmek
resolve situation
:
durumu çözmek
worsen situation
:
durumu kötüleştirmek
absurd situation
:
saçma durum
alarming situation
:
endişe verici durum
chaotic situation
:
kaotik durum
complex situation
:
karmaşık durum
complicated situation
:
karmaşık durum
compromising situation
:
taviz veren durum
current situation
:
mevcut durum
dangerous situation
:
tehlikeli durum
difficult situation
:
zor durum
hazardous situation
:
tehlikeli durum
high-pressure situation
:
yüksek basınç durumu
novel situation
:
yeni durum
no-win situation
:
kazanmama durumu
political situation
:
politik durum
present situation
:
mevcut durum
risky situation
:
riskli durum
satisfactory situation
:
tatmin edici durum
simple situation
:
sıradan durum
social situation
:
sosyal durum
stressful situation
:
stresli durum
terrible situation
:
korkunç durum
tough situation
:
zor durum
uncomfortable situation
:
rahatsız durum
unique situation
:
benzersiz durum
unlikely situation
:
olası durum
unpleasant situation
:
hoş olmayan durum
untenable situation
:
savunulamaz durum
worsening situation
:
kötüleşen durum
economic situation
:
ekonomik durum
explosive situation
:
patlayıcı durum
financial situation
:
finansal durum
favourable situation
:
ideal/elverişli koşul/durum
extraordinary situation
:
olağanüstü durum
life-and-death situation
:
ölüm kalım meselesi / can pazarı
overall situation
:
genel durum
similar situation
:
benzer durum
bring about situation
:
duruma sebep olmak
cope with a situation
:
bir durumla başa çıkmak
deal with situation
:
durumla başa çıkmak
lead to situation
:
duruma yol açmak
respond to situation
:
duruma cevap vermek
relieve the situation
:
durumu düzeltmek
think about situation
:
bir durumu düşünmek
emergency situation
:
acil durum
Daha az gör
Situation (n) Preposition Kullanımları
in a situation
:
bir durumda
Yükleniyor...
