Smoked [Adjective] İngilizce örnek cümle

Smoked sesli dinle

smoke (v)

tüttürmek

After watching her grandfather die from lung cancer, Cathy lost all desire to smoke.

Büyükbabasının akciğer kanserinden öldüğünü gördükten sonra Cathy, sigara içme arzusunu tamamen kaybetti.

fire may smoke : yangın dumanlandırabilir (bir yeri)

smoke cannabis : esrar içmek

smoke cigar : puro içmek

smoke cigarette : sigara içmek

smoke cocaine : kokain içmek

smoke dope : uyuşturucu kullanmak

smoke heroin : eroin kullanmak

smoke marijuana : esrar içmek

smoke opium : afyon içmek

smoke pipe : pipo içmek

smoke tobacco : tütünü içmek

smoke heavily : ağır bir şekilde sigara içmek

smoke lightly : hafifçe sigara içmek

smoke openly : açıkça sigara içmek

smoke a joint : esrar içmek (argo)

smoked (adj)

füme

smoked bacon : tütsülenmiş domuz pastırması

smoked sausage : tütsülenmiş sosis

smoked turkey : tütsülenmiş hindi