Smuggling [Noun] İngilizce örnek cümle

Smuggling sesli dinle

smuggle (v)

kaçak olarak sokmak, gümrükten kaçırmak, (yasa dışı olarak) sokmak

He managed to smuggle alcohol in with his golf bag.

Golf çantasıyla içeri alkol sokmayı başardı.

The paintings were smuggled out of the country and sold to the NYC museum.

Tablolar ülkeden yasa dışı olarak kaçırıldı ve NYC müzesine satıldı.

smuggle immigrant : göçmen kaçırmak

smuggle weapon : silah kaçakçılığı yapmak

smuggle illegally : yasa dışı olarak kaçırmak

smuggling (n)

Cocaine smuggling has increased alarmingly.

Kokain kaçakçılığı endişe verici derecede artmış durumda.

alien smuggling : yabancı kaçakçılığı

human smuggling : insan kaçakçılığı

illegal smuggling : yasa dışı kaçakçılık