Solely [Adverb] İngilizce örnek cümle

Solely sesli dinle

solely (adv)

sadece, bir tek

The CFO of a company is solely responsible for its finances.

Bir şirketin CFO'su, yalnızca finansmanından sorumludur.

The company sells products solely via the Internet.

Şirket, yalnızca internet üzerinden ürün satmaktadır.

be composed solely of : yalnızca ...dan oluşmak

solely concerned : sadece ilgili

solely dependent : sadece bağımlı

solely responsible : tek sorumlu

aim solely : sadece amaçlamak

attribute solely : yalnızca atfetmek

base solely : sadece dayandırmak

concentrate solely : sadece konsantre olmak

confine solely : sadece sınırlamak

consist solely of : sadece ...dan oluşmak

define solely : sadece tanımlamak

depend solely : sadece bağlı olmak

derive solely : sadece türemek

design solely : sadece tasarım yapmak

determine solely : sadece karar vermek

devote solely : sadece adamak

direct solely : doğrudan yöneltmek

exist solely : sadece olmak

focus solely : sadece odaklanmak

fund solely : sadece finanse etmek

judge solely : sadece yargılamak

rely solely : sadece güvenmek

rest solely : sadece dinlenmek