Solve [Verb] İngilizce örnek cümle

Solve sesli dinle

solve (v)

çözüm üretmek, çözüme kavuşturmak, çözümlemek

They were successful in solving the problem.

Sorunu çözmede başarılı oldular.

solve case : vakayı çözmek

solve challenge : sorunu/zor durumu gidermek

solve conflict : çatışmayı çözmek

solve crime : suçu çözmek

solve crisis : krizi çözmek

solve dilemma : ikilemi çözmek

solve disagreement : anlaşmazlık çözmek

solve disappearance : ortadan kayboluşu aydınlatmak

solve equation : denklemi çözmek

solve mystery : gizemi çözmek

solve a problem : bir problemi çözmek

solve adequately : yeterince çözmek

solve completely : tamamen çözmek

solve effectively : etkili bir şekilde çözmek

solve finally : sonunda çözmek

solve hardly : neredeyse çözmek

solve partially : kısmen çözmek

solve partly : kısmen çözmek

solve readily : kolayca çözmek

solve somehow : bir şekilde çözmek