Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Spread ne demek?

Spread ne demek? Spread ne anlama gelir? Spread İngilizce örnek cümle. Spread eş anlamlıları.

    spread (v)

    yayılmak

    yaymak, dağıtmak, saçmak

    Spread (v) ingilizce örnek cümle

    The discovery of the magnetic compass spread to Europe from China.

    Manyetik pusulanın keşfi Çin'den Avrupa'ya yayıldı.

    The forest fire began to spread in all directions.

    Orman yangını her yöne yayılmaya başladı.

    The disease is spreading, and all children under five are at risk.

    Hastalık yayılıyor ve beş yaşın altındaki tüm çocuklar risk altında.

    His cancer has spread beyond the head and neck region.

    Kanseri baş ve boyun bölgesinin ötesine yayılmış.

    Spread (n) Collocations

    awareness may spread : farkındalık yayılabilir
    blaze may spread : alev yayılabilir
    blood may spread : kan yayılabilir
    blush may spread : kızarıklık yayılabilir
    butter may spread : tereyağı sürülebilir
    57 Örnek daha
    cancer may spread : kanser yayılabilir
    crack may spread : çatlak yayılabilir
    discontent may spread : hoşnutsuzluk yayılabilir
    disease may spread : hastalık yayılabilir
    effect may spread : etkisi yayılabilir
    epidemic may spread : salgın yayılabilir
    fame may spread : ün artabilir
    fire may spread : yangın yayılabilir
    flame may spread : alev yayılabilir
    flush may spread : kızarıklık yayılabilir
    infection may spread : enfeksiyon yayılabilir
    mosquito may spread : sivrisinek yayabilir
    news may spread : haberler yayılabilir
    panic may spread : panik yayılabilir
    plague may spread : veba yayılabilir
    rash may spread : döküntü yayılabilir
    religion may spread : din yayılabilir
    revolt may spread : isyan yayılabilir
    revolution may spread : devrim yayılabilir
    ripple may spread : küçük dalga yayılabilir
    rumour may spread : söylenti yayılabilir
    sensation may spread : duyum yayılabilir
    silence may spread : sessizlik yayılabilir
    smile may spread : gülümseme yayılabilir
    stain may spread : leke yayılabilir
    story may spread : hikaye yayılabilir
    strike may spread : grev yayılabilir
    violence may spread : şiddet yayılabilir
    virus may spread : virüs yayılabilir
    war may spread : savaş yayılabilir
    warmth may spread : sıcaklık yayılabilir
    weed may spread : ot yayılabilir
    word may spread : söz yayılabilir
    spread butter : yağ sürmek
    spread cost : maliyeti yaymak
    spread disease : hastalığı yaymak/saçmak
    spread germ : mikrop yaymak
    spread infection : enfeksiyon yaymak
    spread jam : reçel sürmek
    spread jelly : marmelat sürmek
    spread knowledge : bilgiyi yaymak
    spread news : haber yaymak
    spread poison : zehir yaymak
    spread risk : riski yaymak
    spread seed : tohum atmak
    spread virus : virüs yaymak
    spread word : haberi/gelişmeyi yaymak
    spread easily : kolayca yayılmak
    spread equally : eşit şekilde yayılmak
    spread evenly : eşit yayılmak
    spread fast : hızlıca yayılmak
    spread gradually : yavaş yavaş yayılmak
    spread quickly : hızla yay(ıl)mak
    spread rapidly : hızla yayılmak
    spread slowly : yavaşça yay(ıl)mak
    spread unevenly : düzensiz yaymak
    spread widely : geniş bir şekilde yayılmak
    Daha az gör

    Spread (n) Preposition Kullanımları

    spread across : ... boyunca yayılmak
    spread around : ... etrafında yayılmak
    spread between : ... arasında yayılmak
    spread beyond : ... ötesine yayılmak
    spread by : ... ile yayılmak
    9 Örnek daha
    spread into : ... içine yayılmak
    spread on : ...-de yayılmak
    spread over : ... üzerinde yayılmak
    spread through : ... yoluyla yayılmak
    spread throughout : ... boyunca yayılmak
    spread with : ... ile yayılmak
    spread to : ...ya yay(ıl)mak
    spread from : ...den yayılmak
    spread among : ... arasında yayılmak
    Daha az gör
    spread (n)

    yayılma

    yayma, yayılım, dağılma

    Spread (n) ingilizce örnek cümle

    The spread of cancer is called metastasis.

    Kanserin yayılmasına metastaz denir.

    Chinese officials blocked the spread of information about the event.

    Çinli yetkililer olayla ilgili bilgilerin yayılmasını engelledi.

    The spread of television has considerably deprived us of our time for reading.

    Televizyonun yayılması bizi okumaya ayırdığımız zamandan önemli derecede mahrum bıraktı.

    Spread (n) Collocations

    combat spread : yayılma ile mücadele etmek
    limit spread : yayılmayı sınırlandırmak
    prevent spread : yayılmasını önlemek
    reduce spread : yayılmayı azaltmak
    stem spread : yayılmayı durdurmak
    4 Örnek daha
    stop spread : yayılmayı durdurmak / önlemek
    global spread : küresel yayılım
    rapid spread : hızlı yayılım
    slow spread : yavaş yayılma
    Daha az gör

    Spread (n) Preposition Kullanımları

    spread of : ...nın yayılması

    Spread ile Bağlantılı Kelimeler