![Straight [Adjective, adverb] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_blue.svg){kind=logo}
![Straight [Adjective, adverb] İngilizce örnek cümle - Remzi Hoca](assets/front/img/logo_white.svg){kind=logo}
Popüler Sonuçlar
sonuçlar yükleniyor...
Arama Sonucu Bulunamadı.
Aradığınız kelime için bir içeriğimiz bulunmamaktadır. Lütfen Başka bir arama yaparak devam edin.
Straight ne demek?
Straight ne demek? Straight ne anlama gelir? Straight İngilizce örnek cümle. Straight eş anlamlıları.
straight
(n)
iz
çizgi, yarışlarda bitiş çizgisieşcinsel olmayan kişi
straight
(adj, adv)
düz
doğru, dosdoğruStraight (adj, adv) ingilizce örnek cümle
Go straight down the road, and when you pass the traffic light you're there.
Yol boyunca düz ilerleyin ve trafik ışığını geçtiğinizde oradasınız.
The road was long and straight.
Yol uzun ve düzdü.
dürüst
netStraight (adj, adv) ingilizce örnek cümle
I just want a straight answer. Nothing more.
Sadece dürüst bir cevap istiyorum. Başka bir şey değil.
Straight (adj, adv) Collocations
absolutely straight
:
tamamen düz
almost straight
:
neredeyse düz
completely straight
:
tamamen düz
naturally straight
:
doğal olarak düz
nearly straight
:
neredeyse düz
45 Örnek daha
perfectly straight
:
mükemmel derecede düz
pretty straight
:
oldukça düz
quite straight
:
oldukça düz
relatively straight
:
nispeten düz
totally straight
:
tamamen düz
fairly straight
:
oldukça düz
straight actor
:
düz aktör
straight actress
:
düz aktris
straight answer
:
düz cevap
straight back
:
dik sırt
straight brandy
:
düz konyak
straight cut
:
düz kesim
straight edge
:
düz kenar
straight fight
:
düzgün mücadele
straight friend
:
düzgün arkadaş
straight hair
:
düz saç
straight line
:
düz çizgi
straight man
:
düz adam
straight marriage
:
düz evlilik
straight month
:
düz ay
straight nose
:
düz burun
straight path
:
düz yol
straight pin
:
düz iğne
straight question
:
düz soru
straight reply
:
düz cevap
straight road
:
düz yol
straight sex
:
heteroseksüel seks
straight skirt
:
düz etek
straight stitch
:
düz dikiş
straight stretch
:
düz parça
straight swap
:
düz takas
straight talk
:
doğrudan konuşma
straight ticket
:
düz bilet
straight tooth
:
düz diş
straight victory
:
düz zafer
straight whisky
:
sek viski
straight win
:
düz galibiyet
straight year
:
düz yıl
become straight
:
düzleşmek
get sth straight
:
düz olmak
look straight
:
doğruca bakmak
stay straight
:
düz durmak
straight beak
:
düz gaga
sit straight
:
düz oturmak
stand straight
:
düz durmak
Daha az gör
Yükleniyor...
