Toll [Noun] İngilizce örnek cümle

Toll sesli dinle

toll (v)

ağır ağır çalmak, saatin çalası

bell may toll : çan çalabilir

toll (n)

geçiş ücreti, köprü parası, işgaliye bedeli

(ölü) sayısı

şehirlerarası telefon ücreti, ülkelerarası telefon ücreti

toll may mount : bedel/ölü sayısı artabilir

toll may reach : ücret olabilir

toll may rise : ücret artabilir

charge toll : geçiş ücreti ödemek

estimate toll : ücretini tahmin etmek

impose toll : yol parası koymak/ uygulamak

take a toll : kayba/hasara neden olmak

devastating toll : yıkıcı gişeler

heavy toll : büyük kayıp/hasar

terrible toll : korkunç ölü (sayısı) / zarar (miktarı)

enormous toll : muazzam bedel (para)

death toll : ölen kişi sayısı

take a heavy toll : büyük zarar vermek