Trigger [Noun] İngilizce örnek cümle

Trigger sesli dinle

trigger (v)

harekete geçirmek, başlatmak, yol açmak

Exercising in cold weather may trigger an asthma attack.

Soğuk havalarda egzersiz yapmak astım krizini tetikleyebilir.

infection may trigger : enfeksiyon tetikleyebilir

stress may trigger : stres tetikleyebilir

trigger association : ilişkiyi tetiklemek

trigger avalanche : çığı tetiklemek

trigger backlash : tepkiye yol açmak

trigger collapse : çöküşü tetiklemek

trigger controversy : tartışma başlatmak

trigger debate : tartışma başlatmak

trigger depression : depresyonu tetiklemek

trigger disturbance : rahatsızlığı tetiklemek

trigger earthquake : depremi tetiklemek

trigger eruption : patlamayı tetiklemek

trigger explosion : patlamayı tetitlemek

trigger landslide : heyelanı tetiklemek

trigger memory : hafızayı tetiklemek

trigger reaction : tetikleme reaksiyonu

trigger response : tepkiyi tetiklemek

trigger (n)

başlatan

trigger for : ...için tetikleyici