Unfavourable [Adjective] İngilizce örnek cümle

Unfavourable sesli dinle

unfavourable (adj)

uygun olmayan, tercih edilmeyen

The conditions were unfavourable for intensive agricultural production.

Koşullar yoğun tarımsal üretim için elverişsizdir.

unfavourable circumstance : elverişsiz/olumsuz koşul/ durum

unfavourable climate : olumsuz/düşmanca ortam/iklim

unfavourable comment : olumsuz yorum

unfavourable comparison : uygun olmayan karşılaştırma

unfavourable condition : elverişsiz koşul

unfavourable impression : olumsuz izlenim

unfavourable publicity : olumsuz/kötü tanıtım

unfavourable rating : olumsuz izlenme oranı

unfavourable term : olumsuz şart