Usually [Adverb] İngilizce örnek cümle

Usually sesli dinle

usually (adv)

genelde, çoğu zaman

A session usually lasts about an hour.

Bir oturum genellikle yaklaşık bir saat sürer.

Winters tend to be fairly wet, but rainfall is rarely excessive and the temperature usually stays above freezing.

Kışlar oldukça yağmurlu olma eğilimindedir, ancak yağış nadiren aşırıdır ve sıcaklık genellikle donma noktasının üzerinde kalır.

Early education for children usually begins at home.

Çocuklar için erken eğitim genellikle evde başlar.

usually restricted : genellikle kısıtlanmış/kısıtlı

employ usually : genellikle çalıştırmak

entail usually : genellikle gerektirmek

exceed usually : genellikle aşmak

indicate usually : genellikle belirtmek

involve usually : genellikle içermek

observe usually : genellikle gözlemlemek

occur usually : genellikle oluşmak

prefer usually : genellikle tercih ederim

refer usually : genellikle başvur

regard usually : genellikle düşünmek

usually use : genellikle kullanmak