call witness
:
tanığı çağırmak
cross-examine witness
:
çapraz sorgulama şahidi
discredit witness
:
tanığa güvenmemek
examine witness
:
tanığı sorgulamak
hear witness
:
tanığı duymak
interrogate witness
:
tanığı sorgulamak
interview witness
:
tanıkla görüşmek
intimidate witness
:
tanığı sindirmek
protect witness
:
tanıklığı korumak
subpoena witness
:
tanığı mahkemeye çağırmak
summon witness
:
tanık çağırmak
threaten witness
:
tanığı tehdit etmek
trace witness
:
tanığı takip etmek
chief witness
:
baş tanık
civilian witness
:
sivil tanık
credible witness
:
güvenilir tanık
crucial witness
:
önemli tanık
hostile witness
:
düşman tanık
independent witness
:
bağımsız tanık
key witness
:
hayati/önemli şahit
main witness
:
ana şahit
potential witness
:
potansiyel tanık
principal witness
:
ana tanık
reliable witness
:
güvenilir tanık
reluctant witness
:
isteksiz tanık
silent witness
:
sessiz tanık
state witness
:
devlet tanıklığı
unreliable witness
:
güvenilmez tanık
unwilling witness
:
isteksiz şahit
vital witness
:
hayati tanık
expert witness
:
bilirkişi
federal witness
:
federal tanık
material witness
:
baş tanık
witness may come forward
:
tanık öne çıkabilir
bear witness
:
tanıklık etmek
Daha az gör