Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Witness ne demek?

Witness ne demek? Witness ne anlama gelir? Witness İngilizce örnek cümle. Witness eş anlamlıları.

    witness (v)

    şahit olmak

    şahitlik etmek, tanık olmak, görmek

    Witness (v) ingilizce örnek cümle

    No one witnessed the robbery, but an old lady claims to have seen a man running away.

    Kimse soyguna tanık olmadı, ama yaşlı bir kadın bir adamı kaçarken gördüğünü iddia ediyor.

    Witness (n) Collocations

    century may witness : yüzyıl tanık olabilir
    decade may witness : on yıl tanık olabilir
    witness beginning : başlangıca tanık olmak
    witness collapse : çöküşe tanıklık etmek
    witness a crime : suça şahit olmak
    4 Örnek daha
    witness erosion : erozyona tanık olmak
    witness explosion : artışa tanıklık etmek
    witness improvement : tanık iyileştirme
    witness tragedy : trajediye tanık olmak
    Daha az gör
    witness (n)

    şahit

    tanık, görgü tanığı

    Witness (n) ingilizce örnek cümle

    I was a witness to the car accident on Main Street yesterday.

    Dün Ana Cadde'deki trafik kazasına tanık oldum.

    Witness (n) Collocations

    witness may identify : tanık teşhis edebilir
    witness may report : tanık anlatabilir
    witness may sign : şahit imza atabilir
    witness may state : tanık ifade edebilir
    witness may testify : tanık tanıklık edebilir
    35 Örnek daha
    call witness : tanığı çağırmak
    cross-examine witness : çapraz sorgulama şahidi
    discredit witness : tanığa güvenmemek
    examine witness : tanığı sorgulamak
    hear witness : tanığı duymak
    interrogate witness : tanığı sorgulamak
    interview witness : tanıkla görüşmek
    intimidate witness : tanığı sindirmek
    protect witness : tanıklığı korumak
    subpoena witness : tanığı mahkemeye çağırmak
    summon witness : tanık çağırmak
    threaten witness : tanığı tehdit etmek
    trace witness : tanığı takip etmek
    chief witness : baş tanık
    civilian witness : sivil tanık
    credible witness : güvenilir tanık
    crucial witness : önemli tanık
    hostile witness : düşman tanık
    independent witness : bağımsız tanık
    key witness : hayati/önemli şahit
    main witness : ana şahit
    potential witness : potansiyel tanık
    principal witness : ana tanık
    reliable witness : güvenilir tanık
    reluctant witness : isteksiz tanık
    silent witness : sessiz tanık
    state witness : devlet tanıklığı
    unreliable witness : güvenilmez tanık
    unwilling witness : isteksiz şahit
    vital witness : hayati tanık
    expert witness : bilirkişi
    federal witness : federal tanık
    material witness : baş tanık
    witness may come forward : tanık öne çıkabilir
    bear witness : tanıklık etmek
    Daha az gör

    Witness (n) Preposition Kullanımları

    witness to : ...ya şahit