In fact, it was discovered in 1970 that she had been wrongly diagnosed; she actually had an adenocarcinoma.
Aslında, 1970 yılında kendisine yanlış teşhis konulduğu ortaya çıktı; aslında bir adenokarsinomu vardı.
That woman has wrongly accused me.
O kadın beni haksız yere suçladı.
Her condition was wrongly diagnosed by the doctor.
Rahatsızlığı doktor tarafından yanlış bir şekilde teşhis edilmiş.