Accelerate [Verb] İngilizce örnek cümle

Accelerate sesli dinle

accelerate (v)

hızlandırmak, hızını artırmak, ivmelenmek

Ice-free sea absorbs more heat and accelerates global warming.

Buzsuz deniz daha fazla ısı emer ve küresel ısınmayı hızlandırır.

Many accidents happen when drivers accelerate on sharp curves.

Çoğu kaza, sürücüler keskin virajlarda hızlandığında meydana gelir.

Bu kelimeler; daha hızlı gitmek, hızlanmak veya bir şeyi hızlandırmak anlamında kullanılabilir.

accelerate (v) : hızlanmak
speed up (pv) : hızlandırmak
speed (v) : hızlanmak
hasten (v) : hız vermek
quicken (v) : hızlandırmak

car may accelerate : araba hızlanabilir

accelerate decline : düşüşü hızlandırmak

accelerate development : gelişmeyi hızlandırmak

accelerate effort : çabayı hızlandırmak

accelerate growth : büyümeyi hızlandırmak

accelerate implementation : uygulamayı hızlandırmak

accelerate innovation : yeniliği hızlandırmak

accelerate integration : bütünleşmeyi hızlandırmak

accelerate introduction : tanıtımı hızlandırmak

accelerate process : süreci hızlandırmak

accelerate progress : ilerlemeyi hızlandırmak

accelerate progression : ilerlemeyi hızlandırmak

accelerate rate : oranı hızlandırmak

accelerate recovery : iyileşmeyi hızlandırmak

accelerate reform : reformu hızlandırmak

accelerate transformation : dönüşümü hızlandırmak

accelerate dramatically : önemli ölçüde hızlandırmak

accelerate greatly : büyük ölçüde hızlandırmak

accelerate quickly : aniden hızlanmak

accelerate rapidly : aniden hızlanmak

accelerate sharply : abiden hızlanmak

accelerate significantly : önemli ölçüde hızlandırmak

accelerate smoothly : pürüzsüzce hızlandırmak

accelerate suddenly : aniden hızlanmak

accelerate fully : tam gaz hızlanmak