Allow for [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Allow For sesli dinle

allow for (pv)

göz önüne almak, dikkate almak

We must allow for some delay.

Biraz gecikmeye hesaba katmalıyız.

We have to allow for the possibility that the plane might be delayed.

Uçağın gecikme ihtimalini dikkate almak zorundayız.

allow for distribution : dağıtıma izin vermek

allow for establishment : kuruluşa izin vermek

allow for exaggeration : abartıyı hesaba katmak

allow for possibility : olasılığı hesaba katmak