Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Baby ne demek?

Baby ne demek? Baby ne anlama gelir? Baby İngilizce örnek cümle. Baby eş anlamlıları.

    baby (v)

    bebek muamelesi yapmak

    şımartmak, üzerine titremek, çocuk muamelesi yapmak

    Baby (n) Collocations

    baby may be due : bebek doğabilir
    baby (n)

    bebek

    yavru

    Baby (n) ingilizce örnek cümle

    Morphine may be harmful to an unborn baby.

    Morfin, doğmamış bir bebeğe zararlı olabilir.

    Baby (n) Collocations

    baby may arrive : bebek gelebilir
    baby may babble : bebek agulayabilir
    baby may bawl : bebek avaz avaz ağlayabilir
    baby may coo : bebek mırıldanabilir
    baby may crawl : bebek emekleyebilir
    130 Örnek daha
    baby may cry : bebek ağlayabilir
    baby may dribble : bebek salya akıtabilir
    baby may drool : bebeğin salyası akabilir
    baby may feed : bebek beslenebilir
    baby may grow : bebek büyüyebilir
    baby may gurgle : bebek agulayabilir
    baby may kick : bebek tekmeleyebilir
    baby may move : bebek hareket edebilir
    baby may nurse : bebek meme emebilir
    baby may scream : bebek çığlık atabilir
    baby may sleep : bebek uyuyabilir
    baby may suck : bebek emebilir
    baby may toddle : bebek tıpış tıpış yürüyebilir
    baby may wail : bebek ağlayabilir
    baby may walk : bebek yürüyebilir
    abandon baby : bebeği terk etmek
    adopt baby : bebek evlat edinmek
    bath baby : bebeği yıkamak
    bathe baby : bebeği yıkamak
    bottle-feed baby : bebeği biberonla beslemek
    breast-feed baby : bebek emzirmek
    burp baby : bebeğin gazını çıkartmak
    carry baby : hamile olmak
    change baby : bebek bezini değiştirmek
    comfort baby : bebeği yatıştırmak
    conceive baby : hamile kalmak
    cradle baby : bebeği kollarına almak
    cuddle baby : bebeği kucaklamak
    deliver a baby : bebek doğurmak
    expect baby : bebek beklemek
    feed a baby : bebeği doyurmak / mama vermek
    have baby : çocuk sahibi olmak
    hold baby : bebeği tutmak
    kiss baby : bebeği öpmek
    lose baby : bebeği kaybetmek
    make baby : bebek yapmak
    name baby : bebeğe isim koymak
    nurse baby : bebek emzirmek
    produce baby : bebek/yavru dünyaya getirmek
    rock baby : bebeği sallamak
    swaddle baby : bebeği kundaklamak
    take baby : bebeği almak
    want baby : çocuk istemek
    wean baby : bebeği sütten kesmek
    low-birthweight baby : düşük doğum ağırlıklı bebek
    abandoned baby : terk edilmiş bebek
    beautiful baby : güzel bebek
    big baby : koca bebek
    bonny baby : güzel/sağlıklı bebek
    bouncing baby : sağlıklı bebek
    colicky baby : sancılı/karın ağrısı çeken bebek
    contented baby : halinden memnun bebek
    crying baby : ağlayan bebek
    cute baby : sevimli bebek
    good baby : halinden memnun bebek
    growing baby : büyüyen bebek
    healthy baby : sağlıklı bebek
    illegitimate baby : gayri meşru bebek
    little baby : küçük bebek
    lovely baby : sevimli bebek
    new baby : yeni doğmuş bebek
    newborn baby : yeni doğmuş bebek
    normal baby : normal bebek
    perfect baby : memnun bebek
    premature baby : erken doğan bebek
    sleeping baby : uyuyan bebek
    small baby : küçük/düşük kilolu bebek
    stillborn baby : ölü doğan bebek
    tiny baby : küçücük/yeni doğmuş bebek
    unborn baby : doğmamış bebek
    unwanted baby : istenmeyen bebek
    young baby : genç bebek, yavru
    bottle-fed baby : biberonla beslenen bebek
    breastfed baby : emzirilen bebek
    screaming baby : çığlık atan/ağlayan bebek
    preterm baby : erken doğan bebek
    full-term baby : zamanında doğan bebek
    baby may grow up : bebek büyüyebilir
    baby may sit up : bebek dik oturabilir
    pick up baby : bebeği almak
    care for baby : bebek bakmak
    look after baby : bebek bakmak
    play with baby : bebekle oynamak
    baby may spit up : bebek kusabilir
    baby tooth : süt dişi
    three-day-old baby : üç günlük bebek
    six-week-old baby : altı haftalık bebek
    ten-month-old baby : on aylık bebek
    test-tube baby : tüp bebek
    war baby : savaşta doğan bebek
    give birth to a baby : bebek/yavru dünyaya getirmek
    put a baby up for adoption : bir bebeği evlatlık vermek
    give a baby up for adoption : bebeği evlatlık vermek
    baby may be born : bebek doğabilir
    baby may be sick : bebek kusabilir
    baby may be teething : bebek diş çıkarıyor olabilir
    baby may take his/her first steps : bebek ilk adımlarını atabilir
    baby boy : erkek bebek
    baby girl : kız bebek
    baby brother : bebek erkek kardeş
    baby sister : bebek kız kardeş
    baby son : bebek erkek evlat
    baby daughter : bebek kız evlat
    baby bird : yavru kuş
    baby rabbit : yavru tavşan
    baby clothes : bebek giysisi
    baby food : bebek maması
    baby formula : bebek maması
    baby milk : bebek maması
    baby lotion : bebek losyonu
    baby oil : bebek yağı
    baby powder : bebek pudrası
    baby buggy : bebek arabası
    baby carrier : bebek taşıyıcı, kanguru
    baby stroller : bebek arabası
    baby carriage : bebek arabası
    baby alarm : bebek telsizi
    baby monitor : bebek telsizi
    baby bath : bebek yıkama
    baby talk : bebek konuşması
    baby unit : bebek ünitesi
    baby shower : (doğumdan önce) hediye partisi
    baby boom : doğum patlaması
    sleep like a baby : bebek gibi/mışıl mışıl uyumak
    cry like a baby : bebek gibi ağlamak
    push baby carriage : bebek arabasını itmek
    baby boomer : 1945-1965 arasında doğan kimse
    be pregnant with someone's baby : birinin bebeğini taşımak
    be pregnant with first baby : ilk çocuğuna hamile olmak
    be pregnant with second baby : ikinci çocuğuna hamile olmak
    Daha az gör

    Baby (n) Preposition Kullanımları

    in baby carriage : bebek arabasında

    Baby ile Bağlantılı Kelimeler