Conclusive [Adjective] İngilizce örnek cümle

Conclusive sesli dinle

conclusive (adj)

kati, inandırıcı, ikna edici

DNA evidence has provided conclusive proof of the identity of the killer.

DNA kanıtı, katilin kimliğinin kesin kanıtını sağladı.

Bu kelimeler, şüphesiz olan şeyleri anlatmak için kullanılabilir.

conclusive (adj) : kesin
undeniable (adj) : inkâr edilemez
indisputable (adj) : tartışmasız
unquestionable (adj) : kuşkusuz

absolutely conclusive : tamamen kesin

hardly conclusive : neredeyse kesin

pretty conclusive : oldukça kesin

fairly conclusive : oldukça kesin

conclusive argument : kesin argüman

conclusive evidence : kesin kanıt

conclusive proof : kesin kanıt

conclusive result : kesin sonuç

conclusive victory : kesin zafer

appear conclusive : kesin görünmek

seem conclusive : kesin görünmek