Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Convincing ne demek?

Convincing ne demek? Convincing ne anlama gelir? Convincing İngilizce örnek cümle. Convincing eş anlamlıları.

    convince (v)

    ikna etmek

    inandırmak

    Convincing (v) ingilizce örnek cümle

    Agricultural companies have failed to convince consumers that GM foods are safe.

    Tarım şirketleri, genetiği değiştirilmiş gıdalarının güvenli olduğu konusunda tüketicileri ikna edemedi.

    Jane convinced him to buy her a new car.

    Jane onu kendisine yeni bir araba almaya ikna etti.

    Convincing (v) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, birini ikna etmek anlamında kullanılabilir.
    convince (v) : ikna etmek
    persuade (v) : ikna etmek


    Convincing (adj) Collocations

    convince audience : kitleyi/seyirciyi ikna etmek
    convince court : mahkemeyi ikna etmek
    convince investor : yatırımcıyı ikna etmek
    convince judge : hakimi ikna etmek
    convince jury : jüriyi ikna etmek
    2 Örnek daha
    convince sceptic : şüpheci birini ikna etmek
    convince voter : seçmeni ikna etmek
    Daha az gör
    convincing (adj)

    ikna edici

    inandırıcı

    Convincing (adj) ingilizce örnek cümle

    The salesman was very convincing, and I ended up purchasing the product.

    Satıcı çok ikna ediciydi ve sonunda ürünü satın aldım.

    She presented a convincing argument to support her viewpoint.

    Görüşünü desteklemek için ikna edici bir argüman sundu.

    Convincing (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, ikna edici olan şeyleri anlatmak için kullanılabilir.
    convincing (adj) : ikna edici
    persuasive (adj) : ikna edici
    compelling (adj) : heyecan verici, inandırıcı
    cogent (adj) : ikna edici


    Convincing (adj) Collocations

    completely convincing : tamamen ikna edici
    hardly convincing : pek inandırıcı değil
    thoroughly convincing : fazlasıyla inandırıcı
    utterly convincing : tamamen ikna edici
    wholly convincing : tamamen ikna edici
    6 Örnek daha
    extremely convincing : son derece ikna edici
    convincing enough : yeterince ikna edici
    convincing evidence : ikna edici kanıt
    convincing excuse : ikna edici mazeret
    convincing win : ikna edici zafer
    make sth convincing : sth ikna etmek
    Daha az gör