Dislike [Noun] İngilizce örnek cümle

Dislike sesli dinle

dislike (v)

sevmemek, nefret etmek, hazetmemek

While we disliked each other, nevertheless we agreed.

Birbirimizi sevmediğimiz halde, yine de anlaştık.

Most people dislike jogging early in the morning.

Çoğu insan sabahın erken saatlerinde koşmayı sevmez.

Bu kelimeler, nefret etmek anlamında kullanılabilir.

hate (v) : nefret etmek
dislike (v) : hoşlanmamak
despise (v) : hor görmek
loathe (v) : nefret etmek
detest (v) : iğrenmek
abhor (v) : iğrenmek
abominate (v) : iğrenmek

dislike actively : etkin şekilde nefret etmek

dislike particularly : özellikle sevmemek

dislike (n)

antipati, nefret, beğenmeme

develop dislike : sevmemek

have dislike : sevmemek

active dislike : aktif nefret

violent dislike : şiddetli/güçlü nefret

extreme dislike : yoğun/güçlü hoşlanmama