Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Fail ne demek?

Fail ne demek? Fail ne anlama gelir? Fail İngilizce örnek cümle. Fail eş anlamlıları.

    fail (v)

    başarısız olmak

    başaramamak, çuvallamak, suya düşmek

    Fail (v) ingilizce örnek cümle

    She failed in her attempt to break the record.

    Rekoru kırma girişiminde başarısız oldu.

    He tried to give up smoking several times, but failed.

    Birkaç kez sigarayı bırakmayı denedi ama başaramadı.

    He failed in spite of his great efforts.

    Büyük çabalarına rağmen başarısız oldu.

    He failed to escape from the fire and burned to death.

    Yangından kaçmayı başaramadı ve yanarak öldü.

    The government has failed to halt economic decline.

    Hükümet, ekonomik çöküşü durduramadı.

    I am sure that this endeavour will not fail and that, on the contrary, it will be very profitable.

    Bu çabanın başarısız olmayacağına ve tam tersine çok karlı olacağına eminim.

    The experiment failed. It was, nevertheless, worth making.

    Deney başarısız oldu. Yine de yapmaya değdi.

    It was not an impossible task, but they failed nonetheless.

    Bu imkansız bir görev değildi, ama yine de başarısız oldular.

    When he failed to find a job, Samuel started feeling desperate.

    Bir iş bulamayınca, Samuel çaresiz hissetmeye başladı.

    kalmak (sınav)

    geçememek, çakmak, sınıfta kalmak

    Fail (v) ingilizce örnek cümle

    People often fail chemistry in school.

    İnsanlar okulda kimya dersinden genelde kalırlar.

    The student felt frustration after failing his exams due to being ill.

    Öğrenci, hasta olduğu için sınavlarında başarısız olduktan sonra hayal kırıklığı hissetti.

    He managed to enter the university after failing the examination twice.

    Sınavda iki kez kaldıktan sonra üniversiteye girdi.

    arızalanmak

    çalışmamak, aksamak, güçten düşmek

    Fail (v) ingilizce örnek cümle

    She's lucky to be alive after her heart failed while behind the wheel of her car.

    Arabanın direksiyonunda kalbi durduktan sonra hayatta olduğu için şanslı.

    Both engines on the plane failed and the plane crash-landed in the sea.

    Uçaktaki her iki motor da arızalandı ve uçak denize düştü.

    yüzüstü bırakmak

    yardım edememek, faydalı olamamak, faydası dokunmamak

    Fail (v) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, birini hayal kırıklığına uğratmak anlamında kullanılabilir.
    disappoint (v) : hayal kırıklığına uğratmak
    let down (pv) : hayal kırıklığına uğratmak
    fail (v) : başarısız olmak, kalmak (sınav), arızalanmak, yüzüstü bırakmak


    Fail (n) Collocations

    appeal may fail : itiraz başarısız olabilir
    approach may fail : yaklaşım başarısız olabilir
    attack may fail : saldırı başarısız olabilir
    attempt may fail : deneme başarısız olabilir
    bid may fail : teklif başarısız olabilir
    52 Örnek daha
    brake may fail : fren başarısız olabilir
    business may fail : iş başarısız olabilir
    campaign may fail : kampanya başarısız olabilir
    claim may fail : iddia başarısız olabilir
    company may fail : şirket başarısız olabilir
    crop may fail : hasat düşebilir
    diplomacy may fail : diplomasi başarısız olabilir
    economy may fail : ekonomi başarısız olabilir
    effort may fail : girişim başarısız olabilir
    engine may fail : motor çalışmayabilir/bozulabilir
    enterprise may fail : işletme başarısız olabilir
    experiment may fail : deney başarısız olabilir
    eyesight may fail : görüş başarısız olabilir
    firm may fail : firma başarısız olabilir
    gamble may fail : kumar kaybedilebilir
    harvest may fail : hasat başarısız olabilir
    health may fail : sağlık bozulabilir
    heart may fail : kalp durabilir
    initiative may fail : girişim/teşebbüs başarısız olabilir
    light may fail : ışık sönebilir
    manoeuvre may fail : manevra başarısız olabilir
    marriage may fail : evlilik başarısız olabilir
    merger may fail : birleşme başarısız olabilir
    mission may fail : görev başarısız olabilir
    move may fail : hareket başarısız olabilir
    negotiation may fail : görüşme başarısız olabilir
    nerve may fail : sinir bozulabilir/zayıflayabilir
    plan may fail : plan başarısız olabilir
    rebellion may fail : isyan başarısız olabilir
    referendum may fail : halk oylaması başarısız olabilir
    reform may fail : reform/yenilik başarısız olabilir
    relationship may fail : ilişki başarısız olabilir
    revolution may fail : devrim başarısız olabilir
    scheme may fail : proje başarısız olabilir
    sight may fail : görüş başarısız olabilir
    signal may fail : sinyal alınamayabilir
    strategy may fail : strateji başarısız olabilir
    strength may fail : güç yetmeyebilir
    system may fail : sistem başarısız olabilir
    tactic may fail : taktik başarısız olabilir
    talk may fail : konuşma başarısız olabilir
    word may fail : kelime başarısız olabilir
    fail class : sınıfta kalmak
    fail course : dersten kalmak
    fail exam : sınavı geçememek
    fail task : görevde başarısız olmak
    fail completely : tamamen başarısız olmak
    fail spectacularly : olağanüstü bir şekilde başarısız olmak
    task may fall to : görev düşebilir
    fail to do sth : bir şeyi yapamamak
    fail due to absence : devamsızlık sınıfta kalmak
    fail to balance : dengeleyememek
    Daha az gör

    Fail (n) Preposition Kullanımları

    fail in : ...da başarısız olmak
    fail (n)

    başarısızlık

    başarısız olma, kırık not