Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Failure ne demek?

Failure ne demek? Failure ne anlama gelir? Failure İngilizce örnek cümle. Failure eş anlamlıları.

    failure (n)

    başarısızlık

    başarısız olma, yapamama

    Failure (n) ingilizce örnek cümle

    He died quite suddenly of heart failure.

    Aniden kalp yetmezliğinden öldü.

    His failure results from his carelessness.

    Başarısızlığı dikkatsizliğinden kaynaklanıyor.

    The experiment ended in failure.

    Deney başarısızlıkla sonuçlandı.

    Failure (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, özellikle büyük başarısızlıkları anlatırken kullanılabilir.
    failure (n) : başarısızlık
    fiasco (n) : fiyasko
    washout (n) : fiyasko
    flop (n) : fiyasko, düşüş
    debacle (n) : fiyasko


    Failure (n) Collocations

    failure may occur : arıza/başarısızlık meydana gelebilir
    admit failure : başarısızlığı kabul etmek
    attribute failure : başarısızlığa bağlamak/dayandırmak
    avoid failure : başarısızlığı önlemek
    blame failure : başarısızlıkla suçlamak
    78 Örnek daha
    brand failure : marka hatası
    cause failure : başarısızlığa neden olmak
    constitute failure : başarısızlık oluşturmak
    expect failure : başarısızlık beklemek
    experience failure : başarısızlık deneyimlemek/yaşamak
    explain failure : başarısızlığı açıklamak
    fear failure : başarısızlıktan korkmak
    feel failure : başarısız (kimse/şey) (gibi) hissetmek
    have failure : başarısızlık/yetmezlik yaşamak/-e sahip olmak
    justify failure : başarısızlığı/yapmamayı haklı göstermek
    lament failure : başarısızlıktan yakınmak
    prevent failure : hatayı//başarısızlığı önlemek
    represent failure : başarısızlığı/yetmezliği temsil etmek/göstermek
    suffer failure : yetmezlikten çekmek
    tolerate failure : başarısızlığa katlanmak/dayanmak
    abject failure : küçük düşürücü başarısızlık
    academic failure : akademik başarısızlık
    alleged failure : iddia edilen başarısız (kimse/şey)
    apparent failure : açık/belli başarısız (kişi/şey)
    big failure : büyük/önemli başarısız (kişi/şey)
    cardiac failure : kalp yetmezliği
    catastrophic failure : ciddi arıza, yıkımsal işgörmezlik
    collective failure : toplu/ortak başarısızlık
    commercial failure : ticari başarısızlık
    complete failure : tam işgörmezlik/bozulma/arıza
    consistent failure : tutarlı/sürekli başarısızlık
    conspicuous failure : dikkat çeken başarısız (kimse/şey)
    constant failure : sürekli/sabit hata/arıza/başarısız (kimse)
    continued failure : devamlı/devam eden başarısızlık/yetmezlik
    corporate failure : şirket arızası/hatası/başarısızlığı
    costly failure : maliyetli başarısızlık
    disastrous failure : feci başarısızlık
    dismal failure : kötü/üzüntülü başarısız (kimse/şey)/başarısızlık
    great failure : büyük/önemli başarısız (kimse)
    hepatic failure : karaciğer yetmezliği
    heroic failure : kahramanca başarısız (kişi)
    humiliating failure : mahcup edici/küçük düşürücü başarısızlık
    inevitable failure : kaçınılmaz başarısızlık
    initial failure : ilk başarısızlık
    institutional failure : kurumsal başarısızlık/bozukluk
    lamentable failure : acınacak/çok acıklı başarısız (kişi/şey)
    manifest failure : apaçık hata/durma
    mechanical failure : mekanik arıza
    military failure : askeri başarısızlık
    miserable failure : çok kötü/berbat/perişan başarısızlık/hata
    moral failure : ahlaki bozukluk/bozulma
    past failure : geçmiş başarısız (kişi/şey)
    persistent failure : devam eden/inatçı başarısızlık/kusur/bozukluk
    personal failure : kişisel başarısızlık
    rare failure : nadir başarısız (kişi/şey)
    relative failure : göreli/nispi başarısızlık
    renal failure : böbrek yetmezliği
    repeated failure : tekrarlanan başarısızlık
    respiratory failure : solunum yetmezliği
    serious failure : ciddi yetmezlik/bozukluk/kusur
    structural failure : yapısal bozukluk/kusur
    technical failure : teknik arıza/bozukluk
    total failure : genel/bütün başarısızlık
    ultimate failure : en yüksek/son başarısızlık
    unexpected failure : beklenmedik başarısızlık
    utter failure : tam başarısız
    general failure : genel başarısızlık
    economic failure : ekonomik /iktisadi başarısızlık
    financial failure : finansal/mali başarısızlık
    fundamental failure : temel başarısızlık
    perceived failure : algılanan/fark edilen/görülen hata/başarısızlık
    continuing failure : devam eden/devamlı başarısızlık
    end in failure : başarısızlıkla sonuçlanmak
    lead to failure : başarısızlığa yol açmak
    result in failure : başarısızlıkla sonuçlanmak
    failure may arise from : başarısızlık -den ortaya çıkabilir/-den kaynaklanabilir
    heart failure : kalp yetmezliği
    crop failure : ekin alamama
    kidney failure : böbrek yetmezliği
    liver failure : karaciğer yetmezliği
    lung failure : akciğer yetmezliği
    organ failure : organ yetmezliği
    growth failure : büyüme geriliği
    Daha az gör

    Failure (n) Preposition Kullanımları

    failure of : ..nın başarısızlığı
    failure in : ...da başarısızlık