Fatal [Adjective] İngilizce örnek cümle

Fatal sesli dinle

fatal (adj)

öldürücü, kötü sonuçlar doğuran

Many diseases which once were fatal are today curable.

Bir zamanlar ölümcül olan birçok hastalık bugün tedavi edilebilir.

Unfortunately, the car accident proved fatal.

Ne yazık ki, araba kazası ölümcül oldu.

Bu kelimeler, ölüme sebep olan/olabilen anlamında kullanılır.

fatal (adj) : ölümcül
deadly (adj) : ölümcül
lethal (adj) : ölümcül
malignant (adj) : kötü huylu
terminal (adj) : ölümcül
incurable (adj) : tedavisi olmayan
inoperable (adj) : ameliyat edilemez, işletilemeyen

absolutely fatal : tamamen ölümcül

potentially fatal : potansiyel olarak ölümcül

ultimately fatal : sonunda ölümcül

rarely fatal : nadiren ölümcül

fatal accident : ölümlü kaza

fatal attraction : öldürücü cazibe

fatal consequence : ölümcül sonuç

fatal disease : ölümcül hastalık

fatal dose : ölümcül doz

fatal error : ölümcül hata

fatal heart attack : ölümcül kalp krizi

fatal mishap : ölümcül aksilik

fatal outcome : ölümcül sonuç

fatal poisoning : ölümcül zehirlenme

fatal side effect : ölümcül yan etki

fatal weakness : ölümcül zayıflık

prove fatal : ölümcül olmak

fatal to : ...için ölümcül