Finger [Noun] İngilizce örnek cümle

Finger sesli dinle

finger (v)

ellemek, parmaklamak

ispiyonlamak

finger (n)

A little girl caught her fingers in the door.

Küçük bir kız parmaklarını kapıya sıkıştırdı.

break finger : parmağı kırmak

clench finger : sıkılı parmak

click finger : parmağı tıklayın

cut finger : parmağını kesmek

extend finger : parmak uzatmak

jab finger : parmağını batırmak / parmağıyla dürtmek

lace finger : parmakları birleştirmek

raise finger : parmak kaldırmak

stick finger : parmaklarını yapıştırmak/sokmak

stretch finger : parmak germek

wag finger : parmak sallamak

capable finger : yetenekli parmak

little finger : serçe parmak

nervous finger : sinirli muhbir

outstretched finger : uzanmış parmak

plump finger : tombul parmak

skinny finger : sıska parmak

broken finger : kırık parmak

stretch out finger : parmak uzatmak

jam one's finger in the door : parmağını kapıya sıkıştırmak