Paralyze [Verb] İngilizce örnek cümle

Paralyzing sesli dinle

paralyzing (adj)

paralysing fear : felç eden korku

paralyze (v)

sakat bırakmak, kötürüm bırakmak

The climber was paralyzed in a fall, and couldn't walk.

Dağcı bir düşüşte felç oldu, bu nedenle yürüyemiyor.

The poison of a sea anemone paralyzes its prey.

Deniz anemonunun zehri avını felç eder.

Bu kelimeler; çalışmayacak kadar sakatlamak, sakatlanmak anlamında kullanılabilir.

disable (v) : sakatlamak, etkisiz hale getirmek
paralyze (v) : felç etmek
cripple (v) : sakat bırakmak, zarar vermek
incapacitate (v) : güçsüz bırakmak

paralyse completely : tamamen felç etmek

paralyse partially : kısmi felce uğratmak

paralyse temporarily : geçici olarak sakatlamak