Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Point ne demek?

Point ne demek? Point ne anlama gelir? Point İngilizce örnek cümle. Point eş anlamlıları.

    point (v)

    işaret etmek

    göstermek, yöneltmek, çevirmek, doğrultmak, yönünü çevirmek

    Point (v) ingilizce örnek cümle

    Compass needles point to the north.

    Pusula iğneleri kuzeyi gösterir.

    Point (n) Collocations

    arrow may point : ok işaret edebilir
    barrel may point : namlu işaret edebilir
    needle may point : iğne işaret edebilir
    sign may point : iz işaret edebilir
    point telescope : teleskobu çevirmek
    3 Örnek daha
    point way : yol göstermek
    point correctly : uygun biçimde yöneltmek
    point repeatedly : tekrar tekrar nokta
    Daha az gör

    Point (n) Preposition Kullanımları

    point to : ...ya işaret etmek
    point (n)

    nokta

    gaye, maksat, amaç, husus, mesele

    Point (n) ingilizce örnek cümle

    Rhenium has the highest boiling point of any of the elements.

    Renyum, herhangi bir elementin en yüksek kaynama noktasına sahiptir.

    puan

    sayı

    Point (n) ingilizce örnek cümle

    Games are won when one team earns 21 points.

    Bir takım 21 puan kazandığında oyunlar kazanılır.

    amaç

    hedef, neden

    Point (n) Collocations

    point may come : nokta gelebilir
    accumulate point : puan biriktirmek
    address point : nokta üzerinde durmak
    argue point : noktayı tartışmak
    average point : noktanın ortalamasını almak
    40 Örnek daha
    award point : puan vermek
    clarify point : netleştirmek
    decrease point : noktasına/ölçüsüne düşmek
    earn point : puan kazanmak
    emphasize point : meseleyi vurgulamak
    gain point : puan kazanmak
    have point : dikkat etmek
    improve point : konuyu iyileştirmek
    make point : fikre/noktaya değinmek
    miss point : (önemli) noktayı kaçırmak
    provide point : puan vermek
    reach point : noktaya ulaşmak
    reinforce point : noktayı desteklemek
    score point : puan kazanmak
    bad point : kötü / yetersiz nitelik
    central point : merkezi nokta
    controversial point : tartışmalı nokta
    critical point : hayati nokta
    crucial point : önemli nokta
    high point : yüksek nokta
    important point : önemli nokta
    key point : kilit nokta (sı)
    major point : ana nokta
    melting point : erime noktası
    subtle point : ince nokta
    valid point : geçerli nokta
    final point : son nokta
    focal point : odak noktası
    freezing point : donma noktası
    breaking point : kırılma noktası
    boiling point : kaynama noktası
    turning point : dönüm noktası
    tipping point : kritik eşik / devrilme noktası
    stopping point : durma noktası
    come to the point : sadede gelmek
    go down point : ölçüsüne düşmek/azalmak
    appropriate point : uygun nokta
    obvious point : açık nokta
    main point : ana fikir
    access point : erişim noktası
    Daha az gör

    Point (n) Preposition Kullanımları

    point in : ...da anlam
    point of : ... noktası
    at the point of : ...nın eşiğinde, …mek üzere
    up to a point : bir noktaya/dereceye kadar
    to the point : ... olduğu noktaya kadar, tam yerinde
    4 Örnek daha
    be on point : öncü olmak (askeri birlik)
    at a point : bir noktada
    to the point of : ... noktasına, ...boyutunda
    to the point of : ...derecesine kadar
    Daha az gör