Tail [Noun] İngilizce örnek cümle

Tail sesli dinle

tail (v)

peşine takılmak

tail (n)

Be careful not to step on the dog's tail.

Köpeğin kuyruğuna basmamaya dikkat edin.

If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.

Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen tekrar uzar.

Wild cats hold their tails horizontally, whereas domestic cats hold them vertically.

Yabani kediler kuyruklarını yatay olarak tutar, oysa evcil kediler dikey olarak tutar.

tail may swish : kuyruk ıslık gibi ses çıkarabilir

tail may twitch : kuyruk kıpırdanabilir

tail may waft : kuyruk sallanabilir

tail may WAG : kuyruk sallanabilir

tail may wave : kuyruk sallanabilir

chase tail : kuyruğu izlemek/ kovalamak

curly tail : kıvrık kuyruk

long tail : uzun kuyruk