Throw up [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Throw Up sesli dinle

throw up (pv)

çıkarmak, istifra etmek

Jane always throws up on long journeys.

Jane her zaman uzun yolculuklarda kusar.

The prawns she ate at lunch made her throw up and she had to go home early.

Öğle yemeğinde yediği büyük karidesler onu kusturdu ve eve erken gitmek zorunda kaldı.

Eating too much food or drinking too much alcohol can make a person throw up.

Çok fazla yemek yemek veya çok fazla alkol almak bir kişinin kusmasına neden olabilir.

I had to throw up after eating too much spicy food.

Çok fazla baharatlı yemek yedikten sonra kusmak zorunda kaldım.

Bu kelimeler; kusmak, yediklerini çıkarmak anlamında kullanılabilir.

vomit (v) : istifra etmek
throw up (pv) : kusmak
puke (v) : kusmak
barf (v) : kusmak
regurgitate (v) : kusmak, tekrar etmek
bring up (pv) : yetiştirmek, gündeme getirmek, kusmak

throw up on someone : birinin üzerine kusmak