Wreck [Noun] İngilizce örnek cümle

Wreck sesli dinle

wreck (v)

hasara uğratmak

The rainstorm really wrecked our picnic.

Yağmur fırtınası gerçekten pikniğimizi mahvetti.

vandal may wreck : zorba yağmalayabilir

wreck economy : ekonomiyi yıkmak

wreck prospect : ihtimalleri yok etmek

wreck completely : tamamen batmak

wreck effectively : etkili bir şekilde kundaklamak

wrecking ball : yıkım güllesi

wreck (n)

gemi enkazı, uçak enkazı, hurda

After the hurricane, their house was a wreck.

Kasırgadan sonra evleri enkaz haline geldi.

Bu kelimeler; kaza, çarpışma anlamında kullanılabilir.

accident (n) : kaza, tesadüf
crash (n) : çarpışma, şangırtı, çökme
collision (n) : çarpışma
wreck (n) : enkaz (taşıt)
mishap (n) : aksilik
pile-up (n) : zincirleme kaza

cause wreck : kazaya sebep olmak

absolute wreck : tam bir enkaz

nervous wreck : sinir bozucu

wreck of : enkazı