Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Ability ne demek?

Ability ne demek? Ability ne anlama gelir? Ability İngilizce örnek cümle. Ability eş anlamlıları.

    ability (n)

    yetenek

    kabiliyet, beceri, hüner

    Ability (n) ingilizce örnek cümle

    His ability in English is above average.

    İngilizce'deki yeteneği ortalamanın üzerindedir.

    My family pushed me to the limit of my abilities.

    Ailem beni yeteneklerimin sınırına kadar zorladı.

    A manager's ability to handle stress is a key factor in team performance.

    Bir yöneticinin stresle başa çıkma yeteneği, ekip performansında önemli bir etkendir.

    Fertility is the ability to have children.

    Doğurganlık, çocuk sahibi olma yeteneğidir.

    Her ability to write with her foot is amazing.

    Ayağıyla yazı yazabilmesi inanılmaz.

    Students are losing the ability to write by hand.

    Öğrenciler elle yazma yeteneklerini kaybediyorlar.

    He has the ability to carry out big plans.

    Büyük planlar yürütme yeteneğine sahip.

    Ability (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, yetenek anlamında kullanılabilir.
    ability (n) : yetenek
    skill (n) : beceri
    talent (n) : yetenek
    capability (n) : kabiliyet, imkan
    capacity (n) : kapasite, görev
    gift (n) : armağan, doğuştan gelen yetenek
    flair (n) : doğuştan gelen kapasite, zarafet, özgünlük
    aptitude (n) : yetenek


    Ability (n) Collocations

    acquire ability : yetenek edinmek
    affect ability : yeteneği etkilemek
    appreciate ability : yeteneğini takdir etmek
    assess ability : yeteneği değerlendirmek
    demonstrate ability : yeteneğini göstermek
    71 Örnek daha
    develop ability : yetenek geliştirmek
    doubt ability : yeteneğinden şüphe duymak
    enhance ability : beceriyi geliştirmek
    hamper ability : yeteneği engellemek
    have ability : yeteneği olmak
    hinder ability : yeteneği engellemek
    impair ability : yeteneği zayıflatmak
    impede ability : yeteneği engellemek
    improve ability : yeteneği geliştirmek
    limit ability : yeteneği sınırlamak
    lose ability : yeteneğini kaybetmek
    measure ability : yeteneği ölçmek
    overestimate ability : yeteneğini abartmak
    possess ability : yeteneği olmak
    question ability : yeteneğini sorgulamak
    recognize ability : yeteneği takdir etmek
    retain ability : yeteneğini muhafaza etmek
    show ability : yeteneğini göstermek
    test ability : yeteneği test etmek
    underestimate ability : yeteneğini küçümsemek
    undermine ability : yeteneği zayıflatmak
    academic ability : akademik yetenek
    artistic ability : sanatsal yetenek
    average ability : ortalama yetenek
    creative ability : yaratıcı yetenek
    great ability : büyük yetenek, müthiş yetenek
    high ability : yüksek yetenek
    inherent ability : içsel yetenek
    innate ability : doğuştan gelen yetenek
    intellectual ability : düşünsel beceri
    limited ability : sınırlı yetenek
    linguistic ability : dil becerisi
    low ability : düşük yetenek
    mathematical ability : matematik yeteneği
    mental ability : zihinsel yetenek
    mixed ability : karışık yetenek
    musical ability : müzik yeteneği
    natural ability : doğal yetenek
    outstanding ability : göze çarpan yetenek
    physical ability : fiziksel yeterlik
    proven ability : kanıtlanmış yetenek
    psychic ability : psişik yetenek
    remarkable ability : dikkate değer yetenek
    technical ability : teknik yetenek
    uncanny ability : esrarengiz yetenek
    exceptional ability : istisnai yetenek
    extraordinary ability : olağanüstü yetenek
    athletic ability : atletik beceri
    cognitive ability : bilişsel yetenek
    gain ability : yetenek kazanmak
    acting ability : oyunculuk yeteneği
    reading ability : okuma becerisi
    level of ability : yetenek seviyesi
    lack ability : yeteneği eksik olmak
    to the best of one's ability : elinden geldiği kadar
    ability level : yetenek seviyesi
    ability range : yetenek aralığı
    obtain ability : yetenek kazanmak
    ability assessment : yetenek değerlendirmesi
    general ability : genel yetenek
    ability testing : yetenek testi
    native ability : tanrı vergisi yetenek
    executive ability : yönetim yeteneği
    occupational ability : mesleki yetenek
    learning ability : öğrenme yeteneği
    drawing ability : çizim yeteneği
    ability of persuasion : ikna yeteneği
    persuasive ability : ikna kabiliyeti
    ability of self-expression : kendini ifade etme becerisi
    language learning ability : dil öğrenme becerisi
    fighting ability : dövüş yeteneği
    Daha az gör

    Ability (n) Preposition Kullanımları

    ability in : …da yetenek, beceri
    within one's abilities : dişine göre
    beyond sb's ability : birinin yapamayacağı kadar