Accusing [Adjective] İngilizce örnek cümle

Accusing sesli dinle

accuse (v)

itham etmek, ayıplamak, suçlamada bulunmak

The mayor is accused of accepting bribes.

Belediye başkanı rüşvet almakla suçlanıyor.

William was accused of making a political statement.

William siyasi bir açıklama yapmakla suçlandı.

Bu kelimeler, bir kişiyi yanlış bir şey yaptığı veya suç işlediği için suçlamak anlamında kullanılabilir.

accuse (v) : suçlamak
blame (v) : suçlamak
charge (v) : ücret almak, şarj etmek, suçlamak, saldırmak

critic may accuse : eleştirmen suçlayabilir

report may accuse : rapor suçlayabilir

side may accuse : taraf suçlayabilir

accuse defendant : davalıyı suçlamak

accuse media : medyayı suçlamak

accuse minister : bakanı suçlamak

accuse of : …ile suçlamak

accusing (adj)