Aware [Adjective] İngilizce örnek cümle

Aware sesli dinle

aware (adj)

bilincinde, haberdar, uyanık

Everybody is aware of the hazards of smoking.

Herkes sigara içmenin tehlikelerinin farkındadır.

The physicist was aware of the potential danger of nuclear fusion.

Fizikçi, nükleer füzyonun potansiyel tehlikesinin farkındaydı.

Bu kelimeler; bir şeyi bilmek, fark etmek, onun farkında olmak anlamında kullanılabilir.

aware (adj) : farkında
conscious (adj) : farkında, bilinci yerinde
mindful (adj) : unutmayan
alert (adj) : dikkatli

acutely aware : güçlü bir şekilde farkında

barely aware : neredeyse hiç farkında değil

hardly aware : pek farkında değil

increasingly aware : giderek farkında

keenly aware : isteklice farkında

perfectly aware : mükemmel derecede farkındalık

well aware : gayet farkında

fully aware : tamamen farkında

become aware : farkında olmak

make sb aware : haberdar etmek

stay aware : farkında olmak

aware of : …nın farkında