Daring [Adjective] İngilizce örnek cümle

Daring sesli dinle

daring (n)

Bu kelimeler, cesaret anlamında kullanılabilir.

courage (n) : cesaret
bravery (n) : cesaret
gut (n) : bağırsak, cesaret
daring (n) : cesaret

dare (v)

cesaret etmek

How dare you speak to me like that?

Benimle böyle konuşmaya nasıl cüret edersin?

She didn't dare to say anything at that time.

O anda bir şey söylemeye cesaret edemedi.

dare hardly : zorlukla

daring (adj)

gözüpek, cesur

Bu kelimeler, tehlikeli ve riskli bir şeyi yapmaktan çekinmeyen anlamında kullanılabilir.

bold (adj) : cesur, koyu renk yazılmış, cüretkar
adventurous (adj) : maceracı
daring (adj) : cüretkar

slightly daring : biraz gözüpek

daring rescue : cesurca kurtarma

become daring : cüretkar olmak

daring attempt : cesur girişim