Defect [Noun] İngilizce örnek cümle

Defect sesli dinle

defect (v)

sığınmak, ayrılıp karşı tarafa geçmek, rakip saflara geçmek, ihanet etmek

defect (n)

eksiklik, özür, defo

In pregnant women, a folic acid deficiency can lead to birth defects.

Hamile kadınlarda folik asit eksikliği doğum kusurlarına yol açabilir.

Bu kelimeler; hata, kusur anlamında kullanılabilir.

defect (n) : kusur
fault (n) : hata, fay
flaw (n) : kusur
bug (n) : böcek, hata, dinleme cihazı, mikrop
imperfection (n) : eksiklik

cause defect : kusura sebep olmak

contain defect : kusur içermek

correct defect : bozuklukları düzeltmek

cure defect : özrü tedavi etmek

have defect : kusurlu olmak

identify defect : kusuru tanımlamak

observe defect : kusuru/özrü (fiziksel) fark etmek

remedy defect : kusuru tedavi etmek/çözüm bulmak

developmental defect : gelişimsel kusur

severe defect : ciddi kusur

slight defect : hafif kusur

structural defect : yapısal bozukluk

genetic defect : genetik kusur/bozukluk

birth defect : doğuştan olan özür

defect in : ...da eksik, kusur

defect of : ... eksiği/kusuru