Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Employee ne demek?

Employee ne demek? Employee ne anlama gelir? Employee İngilizce örnek cümle. Employee eş anlamlıları.

    employee (n)

    çalışan

    işçi, eleman, personel

    Employee (n) ingilizce örnek cümle

    Employees who successfully sell more make more money.

    Başarılı bir şekilde daha fazla satış yapan çalışanlar daha fazla para kazanıyor.

    Employee (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, bir yerde çalışan kişileri anlatmak için kullanılabilir.
    worker (n) : işçi
    employee (n) : çalışan
    staff (n) : personel
    labourer (n) : işçi


    Employee (n) Collocations

    employee may complain : çalışan şikayet edebilir
    employee may earn : çalışan kazanabilir
    employee may get : çalışan alabilir
    employee may leave : çalışan ayrılabilir
    employee may perform : çalışan yerine getirebilir
    71 Örnek daha
    employee may quit : çalışan çalışmayı bırakabilir
    employee may receive : çalışan teslim alabilir
    employee may retire : çalışan emekli olabilir
    employee may sue : çalışan dava açabilir
    employee may work : çalışan çalışabilir
    attract employee : çalışanı çekmek
    compensate employee : çalışanın zararını tazmin etmek
    dismiss employee : çalışanı reddetmek
    educate employee : çalışanı eğitmek
    employ employee : çalışanı istihdam etmek
    evaluate employee : çalışanı değerlendirmek
    fire employee : yangın çalışanı
    have employee : çalışanı olmak
    hire employee : işçi almak
    manage employee : çalışanı yönet
    motivate employee : çalışanı motive etmek
    pay employee : ücretli çalışan
    recruit employee : çalışanı işe almak
    retain employee : çalışanı tutmak
    reward employee : çalışanı ödüllendirmek
    sack employee : çalışanı kovmak
    screen employee : ekran çalışanı
    terminate employee : çalışanı sonlandırmak
    train employee : tren çalışanı
    blue-collar employee : mavi yakalı çalışan
    civilian employee : sivil çalışan
    dedicated employee : kendini adamış çalışan
    disgruntled employee : hoşnutsuz çalışan
    hard-working employee : çalışkan çalışan
    hourly employee : saatlik çalışan
    junior employee : genç çalışan
    key employee : anahtar çalışan
    long-time employee : uzun süreli çalışan
    loyal employee : sadık çalışan
    male employee : erkek çalışan
    manual employee : manuel çalışan
    municipal employee : belediye çalışanı
    new employee : yeni çalışan
    non-union employee : sendika dışı çalışan
    paid employee : ücretli çalışan
    permanent employee : sürekli çalışan
    postal employee : posta çalışanı
    potential employee : potansiyel işçi
    prospective employee : muhtemel çalışan
    public employee : kamu çalışanı
    retired employee : emekli çalışan
    salaried employee : maaşlı çalışan
    seasonal employee : mevsimlik işçi
    senior employee : kıdemli çalışan
    skilled employee : yetenekli çalışan
    state employee : devlet çalışanı
    temporary employee : geçici çalışan
    unskilled employee : vasıfsız çalışan
    valuable employee : değerli çalışan
    white-collar employee : beyaz yakalı çalışan
    fellow employee : Dost çalışan
    female employee : kadın çalışan
    former employee : Eski çalışan
    federal employee : federal çalışan
    entry-level employee : giriş seviyesi çalışanı
    unionized employee : sendikalı çalışan
    rank-and-file employee : sıradan çalışan
    full-time employee : tam zamanlı çalışan
    part-time employee : yarı zamanlı çalışan
    front-line employee : ön hat çalışanı
    long-serving employee : uzun süreli çalışan
    low-level employee : alt düzey çalışan
    at-will employee : çalışacak çalışan
    lay off employee : çalışanı işten çıkarmak
    employee may participate in : çalışanlar ---- birşeye katılabilir
    slaughterhouse employee : mezbaha çalışanı
    Daha az gör