Go on [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Go On sesli dinle

go on (pv)

süregelmek, sürmek, ilerlemek

They went on with their basketball match in spite of the rain.

Yağmur yağmasına rağmen basketbol maçlarına devam ettiler.

Teacher went on teaching though the bell had rung.

Zil çalmış olmasına rağmen öğretmen ders vermeye devam etti.

There was no news, nevertheless, she went on hoping.

Hiçbir haber yoktu, yine de umut etmeye devam etti.

Bu kelimeler, devam etmek anlamında kullanılabilir.

continue (v) : devam etmek
keep (v) : tutmak, devam etmek
keep on (pv) : devam etmek
go on (pv) : devam etmek
carry on (pv) : devam etmek
proceed (v) : ilerlemek

fighting may go on : kavga devam edebilir

revolution may go on : devrim devam edebilir

struggle may go on : mücadele devam edebilir

go on a trip : geziye çıkmak

go on underground : yeraltına inmek, yeraltında ilerlemek

go on vacation : tatile gitmek

go on a diet : diyet yapmak

go on exchange : değişimine devam etmek

go on excursion : geziye çıkmak

go on expedition : keşfe çıkmak

go on hike : yürüyüşe çıkmak

go on holiday : tatile gitmek

go on a journey : yolculuğa çıkmak

go on march : yürüyüşe çıkmak

go on stage : sahneye çıkmak

go on strike : greve gitmek

go on a walk : yürüyüşe çıkmak

go on a jaunt : geziye çıkmak