Noticeable [Adjective] İngilizce örnek cümle

Noticeable sesli dinle

noticeable (adj)

göze çarpan, belirgin, aşikâr, kayda değer

There's been a noticeable improvement in her handwriting.

El yazısında fark edilebilir bir gelişme var.

Bu kelimeler; görünen, görülebilir anlamında kullanılabilir.

visible (adj) : görülebilir
noticeable (adj) : fark edilebilir
discernible (adj) : ayırt edilebilir

barely noticeable : zar zor fark edilebilir

hardly noticeable : pek fark edilmez

immediately noticeable : hemen fark edilebilir

particularly noticeable : özellikle fark edilir

easily noticeable : kolayca fark edilebilir

especially noticeable : özellikle fark edilir/belirgin

extremely noticeable : son derece fark edilir/belirgin

fairly noticeable : oldukça fark edilebilir

noticeable change : fark edilebilir değişiklik

noticeable difference : fark edilebilir fark

noticeable drop : fark edilebilir düşüş

noticeable effect : fark edilebilir etki

noticeable exception : fark edilir istisna

noticeable feature : dikkate değer özellik

noticeable hiss : fark edilebilir tıslama

noticeable impact : fark edilebilir etki

noticeable improvement : göze çarpan gelişme

noticeable lack : fark edilebilir eksiklik

noticeable limp : fark edilebilir topallama

become noticeable : fark edilebilir hâle gelmek

noticeable in : ...-de dikkate değer

noticeable to : ...ya fark edilebilir