The government was obliged to make changes in its foreign policy.
Hükümet dış politikasında değişiklik yapmak zorunda kaldı.
Because of the heavy rain, we were obliged to stay there.
Şiddetli yağmur nedeniyle orada kalmak zorunda kaldık.
Parents are obliged by law to send their children to school.
Ebeveynler kanunen çocuklarını okula göndermekle yükümlüdür.
I am extremely obliged to you for your co-operation.
İş birliğiniz için size son derece minnettarım.
I am much obliged to you for your kind help.
Nazik yardımınız için size minnettarım.