Prison [Noun] İngilizce örnek cümle

Prison sesli dinle

prison (n)

cezaevi, mapushane, kodes

He was in prison for his crimes.

Suçlarından dolayı hapishanedeydi.

We are not able to put a young boy in prison.

Genç bir çocuğu hapse atamayız.

He was eventually sentenced to five years in prison for that violent crime.

Sonunda bu şiddet içeren suçtan beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu kelimeler; cezaevi, hapishane anlamında kullanılabilir.

prison (n) : hapishane
jail (n) : hapishane
gaol (n) : mahpushane
dungeon (n) : zindan
penitentiary (n) : cezaevi
jailhouse (n) : hapishane

avoid prison : hapishaneden kaçınmak

build prison : hapishane kurmak

minimum-security prison : asgari güvenlikli cezaevi

closed prison : kapalı cezaevi

overcrowded prison : aşırı kalabalık hapishane

put in prison : hapishaneye koymak

come out of prison : hapisten çıkmak

escape from prison : hapisten kaçmak

get out of prison : hapisten çıkmak

send to prison : hapishaneye göndermek

life long prison : ömür boyu hapis

rot in prison : hapiste çürümek

in the prison : hapishanede

at the prison : hapishanede