Suspend [Verb] İngilizce örnek cümle

Suspend sesli dinle

suspend (v)

ertelemek, tatil etmek

Suspending the trial is out of the question.

Duruşmayı askıya almak söz konusu değil.

The game was suspended because of adverse weather conditions in Florida.

Florida'daki olumsuz hava koşulları nedeniyle oyun askıya alındı.

The power outage suspended the school concert.

Elektrik kesintisi okul konserini askıya aldı.

açığa almak, görevden ayırmak, askıya almak

Lucas was suspended from his soccer team indefinitely because he punched his coach in the jaw.

Lucas, antrenörünün çenesine yumruk attığı için süresiz olarak futbol takımından uzaklaştırıldı.

Bu kelimeler, ertelemek anlamında kullanılabilir.

postpone (v) : ertelemek
delay (v) : ertelemek, geciktirmek
put off (pv) : ertelemek, tiksindirmek
adjourn (v) : ara vermek
suspend (v) : askıya almak, uzaklaştırmak
reschedule (v) : ileri tarihe almak
shelve (v) : ertelemek, rafa kaldırmak

suspend activity : faaliyetini askıya almak

suspend constitution : anayasayı askıya almak

suspend disbelief : inançsızlığı/kuşkuyu askıya almak

suspend judgement : kararı askıya almak

suspend relation : ilişkiyi askıya almak

suspend effectively : etkili bir şekilde ertelemek

suspend indefinitely : süresiz olarak askıya almak

suspend permanently : kalıcı olarak uzaklaştırmak

suspend temporarily : geçici olarak askıya almak

suspend from : ...dan sarkıtmak| ...dan uzaklaştırmak