Ultimate [Adjective] İngilizce örnek cümle

Ultimate sesli dinle

ultimate (n)

en uç

Fudge is the ultimate of the sweets.

Şekerleme, tatlıların en iyisidir.

ultimate (adj)

en önemli, asıl, en büyük

Being able to retire is the ultimate goal of most Americans.

Emekli olabilmek, çoğu Amerikalının nihai hedefidir.

Bu kelimeler; son, nihai, en son anlamında kullanılabilir.

last (adj) : geçen, son
final (adj) : son
eventual (adj) : nihai
ultimate (adj) : nihai
closing (adj) : son

ultimate accessory : nihai aksesuar

ultimate accolade : nihai mükafat

ultimate aim : nihai amaç

ultimate betrayal : nihai/son ihanet

ultimate conclusion : son/nihai sonuç

ultimate failure : en yüksek/son başarısızlık

ultimate fate : nihai kader

ultimate goal : nihai hedef

ultimate insult : nihai/son hakaret/aşağılama

ultimate limit : son sınır

ultimate outcome : nihai sonuç

ultimate penalty : ölüm cezası

ultimate power : büyük güç

ultimate responsibility : nihai sorumluluk

ultimate sacrifice : en büyük fedakarlık

ultimate target : nihai hedef