Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Violent ne demek?

Violent ne demek? Violent ne anlama gelir? Violent İngilizce örnek cümle. Violent eş anlamlıları.

    violent (adj)

    şiddetli

    acımasız, şiddet içeren, sert

    Violent (adj) ingilizce örnek cümle

    He was eventually sentenced to five years in prison for that violent crime.

    Sonunda bu şiddet içeren suçtan beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Violent (adj) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler, başkalarını yaralama veya öldürme maksadıyla fiziksel güç kullanan insanları anlatmak için kullanılabilir.
    violent (adj) : şiddetli
    rough (adj) : pürüzlü, yaklaşık, şiddetli, çetin
    murderous (adj) : gözünü kan bürümüş
    bloody (adj) : kanlı
    homicidal (adj) : cinayet işlemeye meyilli
    bloodthirsty (adj) : kana susamış


    Violent (adj) Collocations

    almost violent : neredeyse şiddet/çok güç
    graphically violent : grafiksel olarak şiddetli
    gratuitously violent : nedensiz/gereksiz bir şekilde şiddet içeren
    increasingly violent : gittikçe şiddetli
    incredibly violent : inanılmaz derecede şiddetli
    100 Örnek daha
    inherently violent : doğal olarak şiddetli/sert
    particularly violent : özellikle şiddetli
    physically violent : fiziksel olarak şiddetli
    potentially violent : potansiyel olarak şiddetli
    sexually violent : cinsel olarak şiddetli/sert
    exceptionally violent : olağanüstü/inanılmaz sert/ani/şiddetli
    extremely violent : son derece şiddetli
    fairly violent : oldukça şiddetli/sert
    violent act : şiddet eylemi
    violent action : şiddet eylemi
    violent argument : şiddetli tartışma
    violent assault : şiddetli saldırı
    violent attack : şiddetli saldırı
    violent behaviour : şiddet içeren davranış
    violent blow : şiddetli darbe
    violent character : şiddet içeren/hiddetli karakter
    violent clash : şiddetli çatışma
    violent collision : şiddetli çarpışma
    violent conduct : şiddet davranışı
    violent conflict : şiddetli çatışma
    violent confrontation : şiddetli çatışma
    violent conquest : şiddetli/şiddet içeren fetih
    violent convulsion : şiddetli kasılma
    violent cough : şiddetli öksürük
    violent crackdown : şiddetli baskı
    violent crime : şiddet suçu
    violent criminal : şiddete meyilli suçlu
    violent death : zor, korkunç ölüm
    violent demonstration : şiddet içeren gösteri
    violent dislike : şiddetli/güçlü nefret
    violent disorder : şiddet karışıklığı
    violent disturbance : şiddetli rahatsızlık
    violent emotion : güçlü/yoğun duygu
    violent encounter : şiddet içeren karşılaşma
    violent end : kötü/berbat/zor ölüm
    violent eruption : şiddetli patlama
    violent explosion : şiddetli patlama
    violent fantasy : şiddet içeren fantezi/hayal ürünü olan şey
    violent father : sert/hemen şiddete başvurabilen baba
    violent felon : şiddete başvurabilen suçlu
    violent felony : şiddet içeren suç
    violent film : şiddet içeren film
    violent gang : şiddete başvuran çete
    violent hatred : hiddet dolu nefret
    violent husband : şiddete başvurabilen koca
    violent image : şiddet içeren/korkutucu görüntü/resim
    violent imagery : şiddet içeren tasvir
    violent impulse : şiddetli dürtü
    violent incident : şiddet içeren olay
    violent jerk : şiddetli/ani hareket
    violent jolt : şiddetli sarsıntı
    violent man : şiddete başvurabilen/sert adam
    violent mob : şiddete başvurabilen çete/kalabalık
    violent movie : şiddet içeren film
    violent murder : acımasız/korkunç cinayet
    violent offence : şiddet içeren suç
    violent offender : şiddete başvurabilen suçlu
    violent opposition : şiddetli muhalefet
    violent outburst : hiddetli patlama
    violent overthrow : şiddet içeren devirme
    violent passion : dizginlenemez tutku
    violent play : tehlikeli/kirli oyun
    violent protest : şiddet içeren protesto
    violent quarrel : şiddetli tartışma
    violent rage : şiddetli öfke
    violent rape : şiddet içeren tecavüz
    violent reaction : aşırı/şiddetli tepki
    violent rebellion : şiddetli/kanlı isyan
    violent repression : şiddetli/kanlı baskı
    violent reprisal : şiddetli/çok büyük misilleme
    violent resistance : şiddet içeren direniş
    violent retaliation : şiddet içeren/acımasız misilleme
    violent retribution : şiddetli intikam/cezalandırma
    violent revolution : şiddet içeren devrim
    violent riot : şiddet içeren/kanlı isyan
    violent row : şiddetli tartışma
    violent scene : şiddet içeren sahne
    violent shake : şiddetli sallama
    violent shudder : şiddetli titreme
    violent spasm : şiddetli spazm/kasılma
    violent storm : şiddetli fırtına
    violent struggle : şiddetli mücadele
    violent suppression : şiddet içeren bastırma
    violent swing : şiddetli değişiklik
    violent tactic : şiddet içeren taktik
    violent temper : şiddetli asabiyet/kızgınlık
    violent temperament : şiddetli/hemen şiddete başvurabilen mizaç
    violent tendency : şiddet eğilimi
    violent threat : şiddet tehdidi
    violent thug : zora başvuran haydut
    violent tremor : şiddetli titreme
    violent unrest : şiddetli huzursuzluk
    violent upheaval : şiddet içeren ayaklanma
    violent uprising : şiddet içeren ayaklanma
    violent urge : şiddetli dürtü
    violent weather : şiddetli/sert hava
    become violent : şiddetlenmek (rüzgar)
    get violent : şiddet almak
    grow violent : alevlenmek
    turn violent : şiddete dönmek
    Daha az gör