Find out [Phrasal verb] İngilizce örnek cümle

Find Out sesli dinle

find out (pv)

öğrenmek, bulmak, anlamak

I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.

Bu yolun bakımından kimin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyorum.

He withdrew from the sale after he found out who was the seller.

Satıcı kim olduğunu öğrendikten sonra satıştan çekildi.

Radiocarbon dating is used to find out the age of ancient artifacts.

Radyokarbon tarihleme, tarihi eserlerin yaşını bulmak için kullanılır.

I was really disappointed when I found out that I hadn't passed the exam.

Sınavı geçmediğimi öğrendiğimde gerçekten hayal kırıklığına uğradım.

Bu kelimeler; bulmak, keşfetmek, öğrenmek anlamında kullanılabilir.

find out (pv) : keşfetmek
discover (v) : keşfetmek
uncover (v) : ortaya çıkarmak
detect (v) : tespit etmek
expose (v) : ortaya çıkarmak, maruz bırakmak
learn (v) : öğrenmek
disclose (v) : açığa vurmak

find out secret : sırrı keşfetmek

find out detail : ayrıntıyı bulmak

find out fact : gerçeği keşfetmek

find out identity : kimliğini keşfetmek

find out motive : sebebini keşfetmek

find out reason : sebebini keşfetmek

find out truth : gerçeği keşfetmek

find out worth : değerini keşfetmek

find out source : kaynağını bulmak

find someone out : suçüstü yakalamak