Jeopardize [Verb] İngilizce örnek cümle

Jeopardize sesli dinle

jeopardize (v)

tehlikeye sokmak, riske sokmak

His foolish behaviours may jeopardize his whole future.

Aptalca davranışları tüm geleceğini tehlikeye atabilir.

If the negligence of any government agency jeopardises people’s life, the government will be held responsible.

Herhangi bir devlet kurumunun ihmali insanların yaşamını tehlikeye atarsa, hükümet sorumlu tutulur.

Bu kelimeler; tehdit, tehlike teşkil etmek anlamında kullanılabilir.

threaten (v) : tehdit etmek
endanger (v) : tehlikeye atmak
risk (v) : riske atmak
jeopardize (v) : tehlikeye atmak

jeopardize life : hayatı tehlikeye sokmak

jeopardize future : geleceği tehlikeye atmak

jeopardize chance : şansı tehlikeye atmak

jeopardize security : güvenliği tehlikeye sokmak

jeopardize safety : güvenliği tehlikeye sokmak

jeopardize existence : varlığını tehlikeye sokmak

jeopardize career : kariyeri tehlikeye atmak

jeopardize potentially : potansiyel olarak tehlikeye sokmak

jeopardize seriously : ciddi derecede tehlikeye sokmak

jeopardize severely : ciddi derecede tehlikeye atmak

jeopardize interest : çıkarını tehlikeye atmak