Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Risk ne demek?

Risk ne demek? Risk ne anlama gelir? Risk İngilizce örnek cümle. Risk eş anlamlıları.

    risk (v)

    riske atmak

    riske girmek, tehlikeye atmak, göze almak

    Risk (v) ingilizce örnek cümle

    He risked losing all his fortune.

    Tüm servetini kaybetmeyi göze aldı.

    Risk (v) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler; tehdit, tehlike teşkil etmek anlamında kullanılabilir.
    threaten (v) : tehdit etmek
    endanger (v) : tehlikeye atmak
    risk (v) : riske atmak
    jeopardize (v) : tehlikeye atmak


    Risk (n) Collocations

    risk backlash : tepkiyi göze almak
    risk chance : şansı riske atmak
    risk health : sağlığı tehlikeye atmak
    risk life : hayatı riske atmak
    risk rejection : reddi göze almak
    risk (n)

    risk

    tehlike, sakınca

    Risk (n) ingilizce örnek cümle

    The disease is spreading, and all children under five are at risk.

    Hastalık yayılıyor ve beş yaşın altındaki tüm çocuklar risk altında.

    Swimming is considered a sport with a low risk of injury.

    Yüzme, düşük yaralanma riski olan bir spor olarak kabul edilir.

    There is a risk that the crisis may spread further.

    Krizin daha da yayılma riski var.

    Risk (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler; tehlike, risk anlamında kullanılabilir.
    danger (n) : tehlike
    risk (n) : risk
    hazard (n) : tehlike
    jeopardy (n) : tehlike
    peril (n) : büyük tehlike

    Bu kelimeler, tehlikeli olabilecek, sorun çıkarma potansiyeli olan şeyleri ifade etmek için kullanılır.
    threat (n) : tehdit
    risk (n) : risk
    danger (n) : tehlike
    hazard (n) : tehlike
    menace (n) : tehlike, çok yaramaz çocuk


    Risk (n) Collocations

    risk may outweigh : risk ağır basabilir
    accept risk : riske razı olmak
    address risk : riske eğilmek
    assess risk : riski belirlemek
    assume risk : risk almak
    66 Örnek daha
    avoid risk : riskten kaçınmak
    bear risk : risk almak
    calculate risk : riski hesaplamak
    carry risk : risk taşımak
    cut risk : riski azaltmak
    decrease risk : riski azaltmak
    determine risk : riski belirlemek
    double risk : riski iki katına çıkmak
    eliminate risk : riski ortadan kaldırmak
    entail risk : risk gerektirmek
    estimate risk : riski tahmin etmek
    evaluate risk : riski değerlendirmek
    face a risk : riskle/tehlikeyle karşılaşmak
    identify risk : riski tanımlamak
    increase risk : riski artırmak
    indicate risk : riski belirtmek
    involve risk : risk içermek
    lessen risk : riski azaltmak
    limit risk : riski sınırlandırmak
    lower a risk : riski azaltmak
    minimize risk : riski azaltmak
    mitigate risk : riski azaltmak
    outweigh risk : riskten ağır basmak
    pose risk : risk teşkil etmek
    predict risk : riski tahmin etmek
    raise risk : tehlikeyi/riski artırmak
    reduce a risk : riski azaltmak
    run risk : riski göze almak
    spread risk : riski yaymak
    take risk : risk almak
    understand risk : riski anlamak
    weigh risk : riski hesap etmek
    acceptable risk : kabul edilebilir risk
    additional risk : ilave tehlike
    attendant risk : görevli risk
    bad risk : ciddi risk
    calculated risk : hesaplanmış risk
    commercial risk : ticari risk
    great risk : büyük risk
    high risk : yüksek risk
    low risk : düşük risk
    major risk : büyük risk
    political risk : politik risk
    possible risk : olası risk
    potential risk : olası risk
    relative risk : bağıl/göreceli risk
    significant risk : önemli risk
    slight risk : hafif risk
    substantial risk : büyük risk
    terrible risk : korkunç/ büyük risk/ tehlike
    unacceptable risk : kabul edilemez risk
    unnecessary risk : gereksiz risk
    enormous risk : büyük risk
    financial risk : finansal risk
    environmental risk : çevresel risk
    reduced risk : azal(tıl)mış risk
    decreased risk : azaltılmış/azalan risk
    increased risk : artmış risk, tehlike
    risk assessment : risk değerlendirmesi
    risk factor : risk faktörü
    risk assessment : risk değerlendirmesi
    put sth at risk : bir şeyi riske atmak
    fire risk : yangın riski/tehlikesi
    earthquake risk : deprem riski
    put sb at risk : birini tehlikeye atmak
    risk of infection : enfeksiyon riski
    Daha az gör

    Risk (n) Preposition Kullanımları

    risk to : ...için risk
    risk of : ... riski, tehlikesi
    at risk from : ... riskinde
    risk for : ... için risk
    put at risk : tehlikeye atmak
    4 Örnek daha
    at risk of : ... riski, tehlikesi altında
    at risk : tehlikede, riskte
    risk from : ...dan kaynaklanan risk
    without risk : risksiz
    Daha az gör