face hazard
:
tehlikeyle karşılaşmak
minimize hazard
:
tehlikeyi en aza indirmek/ azaltmak
negotiate hazard
:
riski/ tehlikeyi görüşmek/ tartışmak
pose a hazard
:
bir tehlike teşkil etmek
big hazard
:
büyük tehlike
constant hazard
:
sürekli risk/tehlike
great hazard
:
büyük tehlike/ risk
industrial hazard
:
endüstriyel tehlike/kaza
major hazard
:
büyük tehlike
natural hazard
:
doğal tehlike
occupational hazard
:
iş tehlikesi, mesleki risk
possible hazard
:
olası tehlike
potential hazard
:
olası tehlike/ risk
real hazard
:
gerçek/asıl tehlike
serious hazard
:
ciddi tehlike
unexpected hazard
:
beklenmedik tehlike/ risk
unseen hazard
:
gizli/ göze görünmeyen tehlike
environmental hazard
:
çevresel tehlike
hidden hazard
:
gizli tehlike
cope with hazard
:
tehlikenin üstesinden gelmek
deal with hazard
:
tehlike ile başa çıkmak
health hazard
:
sağlık tehdidi
fire hazard
:
yangın tehlikesi
traffic hazard
:
trafik tehlikesi
earthquake hazard
:
deprem tehlikesi
Daha az gör