Lacking [Adjective] İngilizce örnek cümle

Lacking sesli dinle

lack (v)

yoksun olmak, bulunmamak, ...sızlık çekmek

What we lack in talent, we make up for with enthusiasm.

Beceri bakımından eksiğimizi coşkuyla telafi ediyoruz.

lack completely : tamamen yoksun olmak

lack entirely : tamamen yoksun olmak

lack ability : yeteneği eksik olmak

lack backing : desteksiz olmak

lack qualification : vasfı olmamak

lack in : …bakımından eksik olmak

lacking (adj)

He is totally lacking in experience.

Tecrübe bakımından tamamen eksik.

Bu kelimeler, bir şeyin eksik olduğunu belirtmek için kullanılır.

lacking (adj) : eksik
deficient (adj) : yetersiz
absent (adj) : yok, dalgın
short (adj) : kısa, yetersiz
insufficient (adj) : yetersiz
inadequate (adj) : yetersiz

completely lacking : tamamen eksik

slightly lacking : biraz eksik

wholly lacking : tamamen eksik

entirely lacking : tamamen eksik

distinctly lacking : belirgin şekilde eksik

lacking in : …bakımından eksik