Yükleniyor...
remzihoca online dersler

Tongue ne demek?

Tongue ne demek? Tongue ne anlama gelir? Tongue İngilizce örnek cümle. Tongue eş anlamlıları.

    tongue (n)

    dil (organ)

    Tongue (n) ingilizce örnek cümle

    The coffee was so hot that I nearly burned my tongue.

    Kahve o kadar sıcaktı ki neredeyse dilimi yakıyordum.

    His name was on the tip of my tongue, but I couldn't remember it.

    Adı dilimin ucundaydı ama hatırlayamadım.

    Stick out your tongue and say "aah."

    Dilini çıkar ve "aaa" de.

    He can touch his nose with his tongue.

    Burnuna diliyle dokunabiliyor.

    He stuck out his tongue at his teacher.

    Öğretmenine dil çıkardı.

    dil (lisan)

    lisan

    Tongue (n) ingilizce örnek cümle

    Besides Turkish, my mother tongue, I can also speak English and French.

    Ana dilim olan Türkçe'nin yanı sıra İngilizce ve Fransızca da konuşabiliyorum.

    South Africans speak many tongues.

    Güney Afrikalılar birçok dili konuşuyor.

    He speaks English, but his native tongue is German.

    İngilizce konuşuyor, ancak ana dili Almancadır.

    Tongue (n) Eş anlamlıları

    Bu kelimeler; dil, lisan anlamında kullanılabilir.
    language (n) : dil
    tongue (n) : dil (organ), dil (lisan)


    Tongue (n) Collocations

    tongue may flick : dil oynayabilir
    tongue may flicker : dil oynayabilir
    tongue may lick : dil yalayabilir
    click tongue : cık demek (hayır anlamında)
    run tongue : yalamak
    19 Örnek daha
    speak a tongue : bir dili konuşmak
    common tongue : ortak dil
    long tongue : uzun dil
    native tongue : ana dil
    sharp tongue : sivri dilli (mecaz)
    strange tongue : tuhaf dil
    forked tongue : çatallı dil (yılan vs)
    foreign tongue : yabancı dil
    tongue may hang out : dili dışarıda olmak, sarkmak
    put tongue out : dil çıkartmak
    stick tongue out : dil çıkartmak
    poke tongue out : dil çıkartmak
    roll off tongue : söylemesi kolay olmak
    slip off tongue : söylemesi kolay olmak
    mother tongue : ana dil
    loose tongue : gevşek ağızlı (sır tutamayan)
    trip off the tongue : söylemesi kolay olmak
    tongue piercing : dile takılan pirsing
    tongue depressor : dil basacağı
    Daha az gör